Kafamda dönüp duruyor. Kendi kendime, sadece kendimin duyabileceği şeklide mırıldanıyorum. İçim rahatlıyor.

Günler karışık. Ortalık dağınık. Güvenli hiçbir yer hiçbir kimse kalmamış gibi. İyi sayamam kendimi. Yine de mutsuz değilim. Umutsuz hiç değilim. Başımın üstünde hale oluşturmuş dizelerdir belki de beni kendime getiren. Aklımdan ağzıma düşen dizelerin her kelimesi kutsal bir dua gibi arındırıyor arınması gerekenleri. Ve o anımı dolduran her şey yalınlaşıyor; bir yandan da derinleşiyor gibi.  Hangi anlarımı mı? Basit. Mesela bir akşamüstü yatağıma uzanmış elimi kafamın altına bağlamış duvara bakma sanatı oyunumu oynadığım an. Pencere kenarından geceye daldığım an. Sokaklarda yürürken yansımamı camlarda fark ettiğim an. Bir ağacın altında dalların göğe doğru koşuşunu izlediğim an.  Bak işte o an dallarla beraber benim de ağzımdan göğe doğru koşan dizelerim var. Baktığında hepsi bana ait ama aslında hiçbiri benim değil.

I) Pablo Neruda

kendimi giyerken
ve görürken sonsuzlaştığımı camlarda ve aynalarda
duyarım birinin beni izleyip çağırdığını, ağlamaklı
zamanla çürümüş üzgün bir sesle.

II) Turgut Uyar

Ömrüm hep yollarda hep aramakla geçse keşke
Kışkırtıyor beni, bir hain kıl kaçmış damarlarıma
Basit bir türkü öğrenip köylünün birisinden,
Yollar boyunca hep onu, durmadan onu söylesem.
Issız tepelerde güneşe bakıp saati tahmin etsem
Haberim olmasa hiç perşembeden, pazartesiden

Serseriliğe, insanlara, toprağa meylim var.
Amma gel gör ki bir masa başındayım akşama kadar
Halbuki böyle perişan ve serazat yaşamak istiyor gönlüm…

III) Ataol Behramoğlu

  • Hayata Uzun Veda

(1)

İnsan kendini ne sanıyor
Sevmek yeteneğine sahip diye
Ve acı çekmek yeteneğine
Özlemek yeteneğine ,sahip diye
Ve öleceğinin bilincine
İnsan kendini ne sanıyor
Ben kendimi ne sanıyorum

(2)

İçimde
Her şeyi kucaklamaya hazır
Bir sevgi var
Ve dokunduğu
Her şeye bulaşan
Bir keder

  • Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

IV) Şükrü Erbaş – Bağbozumu Şarkıları

Tanrılar arasında insan yalnızlığı mı
insanlar arasında insan yalnızlığı mı?
korkusu küçük düşürüyor hayatımızı.
ne diyordu ince şeylerin annesi
“ötekini oku, derinde dipte duranı.”

V) Orhan Veli

  • Birdenbire

Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;

Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar…
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.

  • Odamda

Ben miyim bu şeylerin sahibi?
Kafamda bir çocuk var, meraksız.
İç alemim oyuncaktan farksız;
Odam, içime bir ayna gibi.

Bir ışık oyunu var tavanda
Gölgeler seslerle birleşiyor
Ve bir karga beynimi deşiyor
Azaplar kemirdiğim bu anda.

VI) Birhan Keskin – BA’

(1)

Aniden. Birdenbire, beklenmedik olandan…
Beklemeyene: Dilegelen bir dünya.
Vahiy gibi, en çok ona benziyor.

(2)

Dünyayı dolduran sözü olduran o.
Ve ben ne desem şimdi, benden değiller.

VII) Atilla İlhan – Yalnızlığı Denemek

gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın

VIII) Küçük İskender

Ne idüğü belirsiz kelimeler takip ediyor beni! 
gidip saklandığım anlamlarda
hoş bir yan yok!

Ne idüğü belirsiz kelimeler takip ediyor beni! 
her dakika yaklaşsalar da
ele vermiyorlar bedenimi!

Buradakiler için en sevdiklerim falan diyemem tabi, elbette seviyorum ama bir sıralamadan çok Mart ayına ait olanlar gibi diyebilirim. Yani şu dönemler kafamın üstünde koşan atlılar bağıra çağıra bu dizeleri söylüyorlar. Kimisini daha fazla kimisini daha az ama hep var olarak.

Ha bu arada, sizin atlılarınız ne diye bağırıyor?

Keyifli Okumalar

Özgül

Görsel: Jacqueline with Flowers, 1954, Picasso; https://www.pablopicasso.org/jacqueline-with-flowers.jsp#prettyPhoto