…/2019, Macaristan / Györ
Kim bu kadın, bir yerlerden tanıyor gibiyim. Hiç durmadan konuşan, gülen, içine kapanan kadın… Bir sürü kadın bir sürü insan bir sürü her şey. Çeşit çeşit her şey. “İnsanlar çeşit çeşit. Karışık salata tabağı gibi” ben değil Oğuz Atay söylüyor. Tutunamayanlar’da. Gerçi filozof olmak isteyen bir garson değilim. Karışık salata tabağı metaforuna ihtiyacım yok. Ama karışık bir salata tabağına ihtiyacım var. Adını bilmediğim bitkilerden olsun içinde lütfen. Yeşil olan ne varsa koyun içine. Geri kalanı ben hallederim… Ben hallederim, ben hallederim ben hallederim evet hallederim. Bak hallettim. Her şeyi hallederim. Kendimi mi kaybediyorum? Saçmalama. Buluyor olamaz mıyım hem? Kafam biraz donuk. Algılarım kapalı. Çok fazla eşya var her yerde çok eşya çok eşya. Daha az eşya istiyorum. Belki daha minimal bir yaşam istiyorum. Peki kurtulmak istediği şey gerçekten bu eşyalar mı? İnsanlar mı? Efendim? Kendim mi?
Zaten herkes biraz kurtulmak zorunda değil midir kendinden? Egolarımızdan, alkışlanmaya duyulan açlıktan, bayağı sevecenliklerden, büyük büyük saygınlıklardan… Her şey daha basit, sade olamaz mı? Aklıma Franny geldi. “Ego ego ego bıktım usandım artık…” hatırladın mı? Daha önce konuşmuştuk ya hani. Güzel kitaptı. Ben bir daha okurum mesela onu. Sen okudun mu sonra onu naptın? Her neyse işte…
Bir dakika orada ne var? Bak işte orada. Yolun tam ortasında. Ne var? Evet, bir fare. Korkma ölü bu. Ölmüş olması bizi korkutmaz ya da rahatsız etmez, değil mi? Fakat yolun ortasında ölmüş bir fare görmek bizi rahatsız eder. Neden? Anlat bana… anlamıyorum.
Bu ölü fareyi bu akşamüstü bu yolda gören tek kişi değilimdir. Ama neden kimse bu fareyi buradan kaldırmıyor? En azından kenara, toprağa itilse doğa işini görür. Yolda ölmüş bir fareyi kenara itmekten bizi alı koyan nedir? Ya da bir kurbağayı. Ya da bir kuşu. Kuşu çekmişsindir belki ama fareyi… Asla mı? Kuşa üzülmüşsünüzdür. Ama fareye? Bu durum şu an içimi kaynatıyor… Merak etme biz konuşurken fareyi çubuklar yardımıyla kaldırıp toprağa gizledim. Fareyi düşüne düşüne yoluma devam ediyorum. Oysaki üzerine düşünmem gereken başka sorumluluklarım var, koca koca sorumluluklar. Hepsini masamın üstünde bıraktım. Düşünmeyeceğim, bakmayacağım. Kime ne! Bugünün kalanında o fareyi düşüncem…
Özgül…
Bir Cevap Yazın