Ankara’da yaşayanlar bilir, Karanfil sokaktaki Dost Kitapevi’nin önü ideal bir buluşma yeridir. Eğer biriyle orada buluşacaksam, buluşma yerine 20-30 dk erken gidip içerde dolaşmayı yeğliyordum. Bu dolaşmalarım sırasında kendimi önünde sonunda Rus Edebiyatı Bölümünde buluyordum. Ve gelen kişi ile bir şekilde Rus edebiyatında buluşuyordum. İşte bu kavram böyle oluştu hayatımda. Ve bu kavramla beraber hayatımda değer bulmuş Rus edebiyatına ait okuduklarımdan seçtiğim bir kaç kitaptan bahsetmek istiyorum.

  • DOSTOYEVSKI – SUÇ VE CEZA

9d2a475df4d19b76b0bf79d91b2fe97f--the-knot-art-google.jpg

Raskolnikov! Edebiyat tarihine bu denli güçlü bir etki bırakan başka bir karekter/kahraman ben daha tanımadım. Raskolnikov bir anti-kahraman olmasına rağmen okurlar tarafından ne kadar öyle algılanıyor bilmiyorum ama sanırım ben de onu edebiyat dünyasının en kutsal kişilerinden biri olarak sayabilirim.

Kitaptaki olaylar ya da vurgulanan kavramlar üzerine dev bir bilgi yığınına kolayca ulaşabileceğinizi göz önünde bulundurarak bu yığına bir yenisi eklemeyi reddediyorum. Ve farklı olarak kitaptaki betimlemelerin gerçekliği ve akıcılığına özce değinmek istiyorum. İnanın bana tüm betimlemeler o kadar yerli yerinde, detaylı fakat bir o kadar akıcı ki yaşanılan her an için gözlerimi şahit bırakabilirdim.

  • GOGOL – PALTO

gogol palto

Dostoyevski demişken hemen Gogol’un Palto’suna geçiş yapalım. Sonuçta hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık. Bunu ben değil Dostoyevski söylüyor.

Peki sizce en büyük günah nedir? İnsan ruhunu ezmekten ona trajedi yaşatmaktan daha büyük günah var mıdır? Herkesin yaşadığı trajedi başkadır, kabul! Ama gerçek trajedi onu yaşayanlar hariç herkese basit görünmez mi? O yüzden sen unutursun ama o ezilen ruh unutmaz. Akakiy Akakiyeviç unutamaz.

Kitap her ne kadar 19. Yüzyılda yazılsa da bu yaşanılan trajediye, ezilmiş ruhlara 21. Yüzyılın modern yaşamında rastlayabileceğime emin olmak canımı her sayfada daha da acıttı. Bu da, bu kısa romanla bile Gogol’ ün zamanının ve sınırını aşan bir yazar olduğunu kanıtlıyor.

  • GONÇAROV – OBLOMOV Oblomov-Hudozhnik-G-Mazurin.jpg

“Oblomov, bir varoluş trajedisi.” Sanırım kitaba başlamada en çok duyduğum tanımlama buydu. Haklılarmış.

Oblomov’un yaptığı tek eylem uzanıp düşünmekti. Olaylar yatağında uzanıp sorumluluklarını düşünen ama sadece düşünen Oblomov çevresinde gelişir. Oblomov’un içine düştüğü durumlar herkesin başına gelebilecek türden. Fakat herkes dediğimiz bu kimseler bu olaylar karşısında Oblomov’dan farklı bir tutum sergilerler. Hayır, Oblomov tembel değildi, bunu Oblomov kadar ben de kabul etmiyorum. İnanın o sadece Oblomov’du hırssız, yalın ve ürkek…

Kitabı okurken içten içe çok kızacağınız canım Oblomov’u âşık olduğu kadın Olga dahi, tüm çabalarına rağmen, değiştiremedi. O yüzden ona kızmayı bırakıp olduğu gibi kabullenin, sevdiğiniz tüm insanlara yaptığınız (ya da yapmanız gerektiği) gibi.

  • YEVGENİ ZAMYATIN – BİZ

Distopik kitapların mihenk taşı olan BİZ kitabı hakkında sizlerle daha önce konuşmuştuk o yüzden sizleri önceki yazıma yönlendirmeyi yeğliyorum:

>>  https://okuryazarkurbaga.wordpress.com/2017/07/24/zamyatinin-anti-utopyasi-biz/

Siz de Rus edebiyatından sevdiklerinizi benimle paylaşmayı unutmayın ki ben de sizlerle Rus Edebiyatında buluşayım.

Keyifli okumalar,

Özgül.